ACI KAYISI ÇEKİRDEĞİ 

Bu yazıda, Malatya acı kayısı çekirdeği hakkında  zihninizde yer alan soru işaretlerine büyük ölçüde  cevaplar bulacaksınız.

ACI KAYISI ÇEKİRDEĞİ NEDEN ACI

Hepimizin severek yediği Malatya kayısısı bu tatlılığa ulaşması için evvela henüz küçük bir fidanken aşılama işlemine tabi tutulur. Aşılama için tercih edilen belli başlı türler vardır. Hacı halil, Şekerpare, Kabaaşı, Hasanbey bunlardan bazılarıdır.

Malatyalı’sınız veya  Türkiye’nin başka herhangi bir yerinde temin ettiğiniz ya da bir hediye olarak gelen kayısıları afiyetle yediniz. Tadı damağınızda kaldı. Çekirdeklerini atmaya kıyamadınız. Kırar yeriz diye düşündünüz. Neden sonra evinizin bahçesinde veya başka müsait bir yerde bu çekirdeği ekmeyi düşündünüz ve düşündüğünüz bu şeyi gerçekleştirdiniz ve tohumu toprakla buluşturdunuz. Diktiğiniz bu tohum filizlendi, boy verdi ve birkaç yıl sonra meyveye durdu. Koparıp yediğinizde bu meyvenin daha ekşi olduğunu görürsünüz ve çekirdeğini  kırıp yediğinizde çekirdeğin acı olduğunu fark edersiniz.

Sizin yediğiniz kayısı tatlı ve çekirdeği de tatlı idi oysa şimdi bu kayısı ekşi ve çekirdeği de acı… Enteresan ve izahı zor bir durum,  ama gerçek bu. Toprak kendisiyle buluşan tohumu aslına döndürüyor olsa gerek. Zira yediğimiz tatlı kayısı ve çekirdeğinin aslı, ekşi bir meyve acı bir çekirdekten ibaret.

Acı kayısı çekirdeği, aşılanmamış kayısı ağacından (Hüdayi*)  elde edilir. Bu şekildeyken aynı zamanda meyve de mayhoş bir tattadır. Çiftçilerin tecrübesi  odur ki; her bahçede en az bir tane, hatta bahçenin büyüklüğüne göre  ara ara birkaç yerde Hudayi kayısı bulunmalıdır.  (tıpkı kiraz bahçelerinin içerisinde bulunması gereken vişne gibi)  Aksi takdirde çiçek döneminde sağlıklı tozlaşma gerçekleşmez ve ağaçlar bembeyaz çiçeklerle kaplı olmasına rağmen meyve vermez.

ACI KAYISI ÇEKİRDEĞİ NE İŞE YARAR

Anlaşıldığı üzere aşılanmamış kayısı, çok sevdiğimiz, tadına doyamadığımız lezzetli kayısılara mihenk teşkil etmesi ve tozlaşmayı sağlamasının yanında başka faydaları da haiz bir bitki türüdür.  Acı Kayısı Çekirdeği;

• Kansere karşı koruyucu bir etkisi olduğu
• Karaciğerdeki tahripleri onardığı
• Kemiklerin çok daha düzgün ve sağlam olmasında rolü büyük olduğu
• Kan yapımını artırdığı, kansızlığı engellediği
• Beynin düzenli çalışmasını sağladığı, stresi azaltığı
• Mide ve on iki parmak bağırsağı ülserinin meydana gelmesini engellediği, meydana gelmiş ülserlerin iyileşmesine yardımcı olduğu
• Böbreklerde taş teşekkülünü azaltığı
• Kalp kaslarını kuvvetlendirdiği ve daha düzenli çalışmasını sağladığı Klinik ölümündeki reanimasyon çalışmalarında kalbin uygulamaya cevap vermesinde etkili olduğu
• Kayısının potasyumca zengin, sodyumca fakir ve A vitaminin öz maddesi karotence zengin olması insan beslenmesinde kayısıya çok önemli değer kazandırmaktadır.
• Üreme sistemi üzerinde önemli rolü olduğu, cinsel güce katkı sağladığı
• Dişlerin daha sağlam olmasında rol oynadığı
• Yorgunluğu aldığı
• Beslenme problemi olan yaşlıların potasyum eksikliğine bağlı depresyon sorunlarının giderilmesinde de çok yararlı olduğu
• Gırtlak iltihabına ve astıma iyi geldiği . Astımda balgam söktürücü özelliğe sahip olduğu
• Kabızlığı önlediği
• Gece körlüğünü önlediği
• Yaşlanma etkilerine karşı vücudu koruduğu bilinmektedir.

Kanserden korunmak için; Acı kayısı çekirdeği yenilmesi önerilmektedir. Acı Kayısı çekirdeğinin içi laetrile ve amygdalin olarak bilinen B-17 vitamini bakımından çok zengindir. Her gün 5 adet acı kayısı çekirdeğinin tüketilmesinin kanserden korunmada etkili olacağı iddia edilmektedir. (günlük 4 – 5 adetten fazla yenilmemelidir.) 

 

Acı Kayısı Çekirdeği, özellikle içerisinde bulunan amigdalinin (B17 vitamini) kanserli hücreleri öldürdüğü ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği tespit edilmiştir. Amigdalin aslında çok sayıda bitkide bulunmaktadır. Ancak acı kayısı çekirdeğinde % 6, bademde %2  oranın’da  bulunur.

 

Konuyla ilgili olarak Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Karabulut yaptığı açıklamada acı kayısı çekirdeğinin öteden beri gıda takviyesi olarak satıldığını, ancak kanser hücreleriyle mücadelede etkisinin bilimsel olarak araştırılmasının henüz çok eskiye dayanmadığını, üniversite bünyesin’de  7 yıldır devam eden bir çalışmaları olduğunu belirtmiştir.

 

Rektör Karabulut, ayrıca acı kayısı çekirdeğinin etkilerini gözlemlemek için deney hayvanları üzerinde çalıştıklarını, bu hayvanlarda karaciğer kanseri oluşturduklarını, daha sonra acı kayısı çekirdeğini değişik oranlarda denediklerini, bunun neticesinde acı kayısı çekirdeğinde bulunan amigdalinin özellikle kanser hücreleri üzerine olumlu etkileri olduğunu, kanser hücrelerini öldürdüğünü, diğer taraftan da sağlıklı hücrelerin yenilenmesini sağladığını ,özellikle karaciğer enzimleri üzerine yüzde 5 oranında denenen acı kayısı çekirdeğinin oldukça olumlu etkilerini izlediğini belirtmiştir.

 

ACI KAYISI ÇEKİRDEĞİ NASIL TÜKETİLMELİ

Her ne kadar bilim dünyası bu konuda yapılan çalışmaları, elde edilen bulguları kamuoyuyla paylaşarak bazı ürünlerin  bazı faydaları  bulunduğunu belirtse de her hastalık her hastada aynı şekilde seyretmediği gibi, her ürün her insanda aynı etkiyi göstermeyebilir. Bu sebeple acı kayısı çekirdeğini tüketirken oldukça dikkatli olunmalıdır.

Her gün 5 adet acı kayısı çekirdeğinin tüketilmesinin kanserden korunmada etkili olacağı iddia edilmektedir. (günlük 4 – 5 adetten fazla yenilmemelidir.) 

Acı kayısı çekirdeğinin içerisindeki zehirli maddeler nedeniyle dikkatli kullanılması gerektiği için oranı düşük tuttuk. Bir öldürücü doz var. Yapılan çalışmalar da gösteriyor ki bir kilograma yakın acı kayısı çekirdeği yediğiniz takdirde ancak o etkiyi gösterebilir, öldürücü doza gelebilir” diye konuştu.